Descartes 1596’da Fransa’da dunyaya gelmis. Savasmayi istemedigi icin Fransa’dan kacan ve hayatinin 20 yilini Hollanda’da geciren birisi. Bu surecte evlenmemis, yine de bir cocugu olmus ama cocugu 5 yasinda hayatini kaybetmis. Bu olayi hayatinin en kederli ani olarak nitelendiriyor.
![]() |
Bir Adet Descartes Portresi |
Kisisel olarak cok fazla calismayan ama calistigi zamanlari da cok verimli harcayan birisi. Her gun Platon gibi meditasyon yapmayi cok seviyormus. Insanlarla vakit gecirmeyi sevmedigi icin isine maksimum sekilde odaklanabiliyormus. 8 yasindan 16 yasina kadar aldigi Matematik egitimi kendisinin gunumuze ulasan bircok Matematik kuramini olusturmasinda iyi bir temel olmus tabii ki
. Adindan da anlasilacagi uzere Kartezyen - Cartesian vs Descartes - sistemi bulan kisi kendisi. Yani koordinat sistemini gelistirmis. Tip alaninda da katkilar yapmak istemis ve Harvey’nin kanin akisi kesfini ictenlikle karsilamis. Insanlarin ve hayvanlarin isleyisini makine isleyisine benzetmis ve birazdan bahsedecegim fizik kurallarina gore isledigini dusunmus.
Fizik kurallarindan kastim nedir derseniz, evrenin hepimizin bildigi belirli matematik ve fiziksel kurallara gore isledigini kastediyorum. Yani bir topu elinizden birakirsaniz yercekimi kanununun etkisiyle top yere duser. Buna aslinda evrenin determenistik yapisi diyoruz. Zaten determenizmden dolayi ozgur irade’den bahsedilip bahsedilemeyecegi tartsilir durur. Buna ayri bir yazida deginecegim. Lakin bunlar kitapta yaziyor da demeyecegim :) Parantez icinde ozgur irade’ye inanmadigimi da belirteyim.
Descartes, bircok kisi icin Modern Felsefe’nin kurucusu olarak nitelendirliiyor. Antik Yunan’dan gelen dusunce akiminda hepinizin bildigi Socrates, Plato ve Aristoteles’i iceren zaman dilimi Felsefe’nin baslangici olarak biliniyor. Felsefe’nin islevinden de cok cok kisa bahsetmek gerekirse, aslinda Felsefe bir soru sorma sanati olarak nitelendirilebilir. Tabii, bu sorulara cevap bulma islevi de olabilir. Bu sorular, “Yemege tuz kattim mi acaba?” gibi abuk bir soru da olsa sanirim Felsefe’ye dahildir, neticede dogruya ulasmaya calisilmaktadir. Lakin, bizim amacimiz daha modern ve kompleks dusunce yapilariyla ugrasmaktir.
Descartes’in meshur sozu “Cogito ergo sum” yani “Dusunuyorum oyleyse varim.” onun temel felsefi prensibini aciklar. Burada akil ve madde olarak iki kisim var diye dusunebiliriz. Maddeyi madde kilan sey benim aklimla onu algilamamdir. Disarida gordugum bir ozne sacece benim aklimla algilandigi surece ozne degeri tasir. Bu yuzden, akilsiz maddenin bir anlami yoktur anlami cikarabiliriz. Dusunce lafiyla Descartes burada aslinda, anlamak, kabul etmek, onaylamak, reddetmek, hayal kurmak, istemek ve bu tarz fiilleri kastetmistir. Dusunce aklin temeli olmaktadir, buna dayanak olarak da ruyalarda bile beynin dusundugunu soylemektedir. Ayrica, dusuncenin 3 sekilde algilandigi belirtir. Dogustan gelen, yabanci olup disaridan gelen ve kisinin kendisi tarafindan uretilen. Ornegin, gunese baktigimiz zaman onu kendimiz algilayabiliyoruz, fakat bir astronom gunesin diger gezegenlerle etkisini inceleyebilir veya galaksiler arasi calisma yapabilir vs. Olaya teknik boyutla bakabilir ve buradaki gunes bilgisiyle bizim ciplak gozle gordugumuz gunesi algilama sekli farklidir.
Descartes’in akil ve maddenin dualizmini neredeyse tamamladigi bir gercektir. Plato ve kismen Hristiyan dusunceyle ilerleyen bu akim Descartes’in akil ve maddenin birbirinden bagimsiz sekilde degerlendirmesiyle tamamlanma asamasina gelmistir. Bu iki olgu birbirine paraleldir - Ters miknatislanma yapmaz :P - ve ornek verecek olursak, vucudumuz aklimizi hareket ettirmez, ayni zamanda akil da vucudu tek basina hareket ettiremez. Ben aklimla gitmek istesem bile hareket edemeyebilirim, kendime engel olabilirim.
Tabii, 17.yy ile birlikte Felsefe’nin ucusa gectigi de bir gercek. Descartes’i yazma sebebim de basta belirttigim gibi Modern Felsefe’nin oncusu olmasindan. Yoksa, Modern Felsefe’de kendisinden daha kapsamli seyler ureten ve daha orjinal olan bircok kisi yer almakta. Kant, Marx, Hegel vs. muhtemelen cok cok daha onemli kisiler olarak adlediliyor. Yine de kendisini saygi ve sevgiyle aniyoruz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder