Kisisel Blog acmayi uzun zamandir dusunuyordum. Dilinin Turkce mi yoksa Ingilizce mi olacagina net karar veremedim. En azindan bu yazinin Turkce olacagina garanti verebiliyorum. Son zamanlarda yasadiklarim, hayata renk katmasi acisindan bu blogu yazmaya beni daha fazla itti. Bir de sosyal medya denilen olgudan uzak kaldigim icin zaman zaman hayattan geri kalmisim hissi yasamiyor degilim. Mezun olali 2 sene olmasina ragmen okuldan az samimi oldugum kisilerle bir kere bile iletisim kurmadim. Acikcasi sosyal medya hesaplarim olsa en azindan ne yaptiklarini takip edip zihnen biraz daha tatmin edici durumda olabilirdim. Ama bunun yaninda psikolojik olarak goturusu de olurdu diye dusunuyorum.
Blog'u acmaya karar vermemin en onemli sebeplerinden biri de gunluk gibi dusunce akisimi degisen donemlere gore takip etmek. Ileride geriye donup bakinca "Vaooov cidden boyle mi dusunuyordum" hissine kapilacagina adim gibi eminim. Self-marketing olgusunun tavan yaptigi 2010'lu yillarda kendi piyasami da disaridan gozlemlemek iyi bir deneyim olur diye dusunuyorum.
Beni yakindan taniyanlar (3-5 kisi?) cok buhranli zamanlardan gectigimi biliyor. Kapitalist carkin corbasinda tuzum olmadigi icin kendimi agir mahalle baskisinda hissettigim de bir gercek, hem de eski bir investment banking analisti olarak. Bol sifirli maaslara karsilik gencligi ipotek ettirme dusuncesini bunyem kaldirmadi. Lakin parasiz da hayatin gecmeyecegi ortada. Ornegin, cok istedigim Sigur Ros konserine gidemedim, ki eminim, o konserde hayalgucum tavan yapacak, sarkilari dinlerken Izlanda'nin soguk ve karanlik cografyasinda gezecek ve uzun vadede bu konserde hissetiklerim hep aklimda kalacakti.
Aslinda buhranda ve boslukta olmanin sonucunda en ufak bir pozitif bir gelismeye karsi cok fazla umutlaniyorum ve bu duruma baglaniyorum. Beklentinin uzerine yaptigim gereksiz baski uzerine olumlu sonuclanmasi beklenen olaylar silsilesi tepetaklak oluyor. Disaridan bakinca olaylarin sonucunda eskisinden daha kotu bir duruma gelmis oluyorum; cunku umudum artiyor ve bir anda peak noktasindan dibe vuruyor. Halbuki sakin kafayla dusununce, bircok konuda en mantikli karari verebilecek akla sahibi oldugumu dusunuyorum ve daha da ileri gideyim bunu biliyorum.
Ilk mesajim oldugu icin karisik da olsa bir intro yapmak istedim. Bu gunlerde beynimi surekli mesgul eden Felsefe, Tarih, Siyaset, Sinema, Spor ve Sanat uzerine yazilarimla siz sevgili okuyucularimin karsisinda olacagim. Takipci kitlemin tek basamakli sayilarla sinirli kalacagini biliyorum ama onemi yok. (Aslinda evrimsel olarak var bence ama baska bir chapter'da bunu islerim.)
Guzel bir deniz manzarali Yesilkoy sahilinden hepinizi selamliyorum. Yorum kismini doldurup +rep'lerinizi yollamayi ihmal etmeyin :P
Buhrana gerek yok :) Hayat kisa , kuslar ucuyor ��
YanıtlaSil