Teknik direktorlerin takimlara %20’lik maksimum etki yaptigi soylenir. Cok iyi kadrolar basarili olduktan sonra baska teknik direktorlerle de basarili olacagi iddia edilir. Mourinho ve Guardiola bence %20 esigini asan yakin zamandaki iki teknik direktor.
Jose Mourinho ve Josep Guardiola son 15 yilda futbola damga vuran iki teknik direktor olarak gosteriliyor. Mourinho 2002, Guardiola ise 2008’den sonra aktif olarak on plana cikan takimlari calistirmaya basladilar. Bu yazidaki amacim bu iki teknik direktorleri kendimce belirledigim kriterlere gore kiyaslamak; cunku ne zaman kafamda bir karsilastirma yapmak istesem isin icinden cikamiyorum. Acikcasi bu sene basina kadar Mourinho’nun daha iyi oldugunu dusunuyordum ama icten ice buna Mourinho’ya karsi olan sevgimin de sonuca onyargiyla yaklasmama sebep oldugunu biliyordum. Burada yapacagim karsilastirmayi kupa sayilarina gore yapmayacagim. Kendimce belirledigim kriter, basarilarini segmentlere ayirarak incelemek olacak. Consulting interview’lerine hazirlananlar bunu az cok case study calisirken yapiyolardi, tabii bu yazimi okuyan kitle icinde bu interview’lere giren oldu mu o da ayri bi konu. Yaziyi iki kisimda inceleyecegim. Ilk olarak takimlarin kadro kalitesi ve rakiplere gore durumuna bakacagim. Ikinci olarak da kuluplerin yakin gecmiste aldigi sonuclara gore degerlendirecegim. Ardindan bir sonuca varmaya calisacagim.
1)Takim Kalitesi ve Rakiplere Gore Basari Durumu
Oncelikle Wikipedia sayfalarindan bu iki hocanin kazandiklari kupalara bakabilirsiniz, ben yazida bunlari hizli bir sekilde incelemeye calisacagim.
Oncelikle Wikipedia sayfalarindan bu iki hocanin kazandiklari kupalara bakabilirsiniz, ben yazida bunlari hizli bir sekilde incelemeye calisacagim.
Mourinho Porto ile 2003 Portekiz Ligi, 2003 Uefa Kupasi ve 2003 Portekiz Kupasini aldi. Kadro kalitesi olarak bence cok da kaliteli bir kadro vardi ve genc bir takima sahipti. Yine de 3 kupayi almak uzun soluklu mecrada cok buyuk bir basariydi. Kilit noktasi da Uefa’da Panathinaikos’a evinde 1-0 yenilip Yunanistan’da o inanilmaz atmosferde 2-0 deplasman galibiyetiyle tur atlamak olsa gerek. Denizlispor’u 4.turda elediklerini de hatirlatayim. Bu cekirdek kadrodan bircok ismin sonra elit takimlara gittigini de ekleyeyim.
2003-2004 muhtemelen bir hocanin tarihte bir takima yaptigi en buyuk etkiyi gorecegimiz sezondu. Mourinho Benny Mccarthy ile forvet hattini olusturdu ve Sampiyonlar Ligi’ni aldi. Ama turnuva boyunca fikstur sansi oldugu da bir gercekti. Manchester United disinda cok buyuk bir takimla karsilasmadilar denebilir. Burada Costinha’nin son dakika golunu tekrar hatirlamak lazim. Deportivo belki top seviye gorulebilir o donem icin. Yine de Sampiyonlar Ligi’ni almak muthis bir basariydi. Top 4 lig disinda kupa alan son takim 95’te efsane kadrosuyla Ajax’ti. 2004’ten sonra 5 buyuk lig disinda kupa alan bir takim olmadi. 2005’te PSV sadece yari final gordu. Olayin muazzamligina buradan da ulasabiliriz.
Mourinho, 2004 yazinda Chelsea yolunu tuttu. Acikcasi efsane bir genc kadroya sahipti ve butun kupalari alacagina inaniyordum. Ligi 95 gibi rekor bir puanla aldilar. Lig kupasini aldilar. Ama Sampiyonlar Ligi yari finali’nde Liverpool’a elendiler. Kagit ustunde Chelsea favoriydi ve bence bu Mourinho’nun ilk basarisizligiydi. 2006’da yine ligi aldilar, Sampiyonlar Ligi’nde Ronaldinho’lu Barcelona’ya elenmekten kurtulamadilar. Bence Mourinho’nun en buyuk sanssizligi Ronaldinho ve Messi’nin peak donemlerine denk gelmesiydi. 90’larda hoca olsaydi muhtemelen 5-6 Sampiyonlar Ligi olabilirdi. Yine de bu sezon basari olarak gorulebilirdi. 2006 yazinda Shevchenko ve Ballack’i aldilar. Ama skor yorumculugu gibi olmasini istemesem de tutmayacaklarini biliyordum. Alman futbolcular Ingiltere’de pek uyum saglayamiyor. Hem bu iki oyuncu da 30 yasindaydi ve dususe basladiklari doneme denk gelmisti bu donem bence. Shaun Wright-Phillips gibi bence hizi disinda bir ozelligi olmayan oyuncuda da cok fazla israr etti Mourinho. 2 sene once Joe Cole, Robben ve Damien Duff gibi makinevari isleyen takimdan bu kadroya gecmek geri gitmekti. Neticede Manchester United ligi aldi. Kagit ustunde yine favori olduklari Liverpool’a yari finalde elendiler. Lig Kupasi ve Fa Cup’i aldilar ki bu da Mourinho’nun winnerliginin bi etkisiydi. Yine de beklentilerin altinda kaldilar.
2008 basinda takim dominasyonunu kaybediyordu. Rosenborg beraberligi o donem bardagi tasiriyordu. Neticede Mourinho ilk yarida takimdan kovuldu. Acikcasi Chelsea seruveni bence yine de basariliydi. Iki kere elendikleri Liverpool’a karsi cok net bir sekilde basarisiz olsa da.
2008 yazinda Inter’in basina gecen Mourinho, ilk sene ligi aldi. Ama bu Mourinho icin alisma senesiydi denilebilir. Manchester United’a Sampiyonlar Ligi son 16 turunda elendiler. 2.sezonda Ibo - Eto’o takasi olmus ve uzerine Inter 40 M Euro almisti. Wesley Sneijder Real Madrid’den gelmisti.
Mourinho takimlarini takip edenler onun su klasik takimi kurdugunu fark edeceklerdir. 4-3-3 sistemine guvenen, ileride cok iyi bitirici ve mucadeleci tek forvet, kanatlarda ikisi de cok kaliteli ve mucadeleci iki oyuncu. Cok ust duzey bir 10 numara. Iki adet yirtici geri ikili - on libero denebilir - ve cok saglam iki defans ikilisi - Hakan Balta tarzi -. Simdi geriye ne kaldi diyebilirsiniz ama iskeletiniz bu kisilerden olusunca basari kacinilmaz oluyor. Chelsea’de Robben - Drogba - Duff/Joe Cole ileri uclusu, Lampard 10 numarasi ve arkalarinda Essien - Makelele ikilisi vardi. Geride Terry ve Carvalho tandemdeydi. Kalede Cech dunyada en iyi 3 kaleciden birisiydi o donemde. Dahasi bu takimin yas ortalamasi 25 civarindaydi. Inter icin de durum ayniydi. Milito - Eto’o - Pandev uclusu, Sneijder 10 numara, arkasinda Cambiasso - Muntari/Stankovic/Muntari ikilisi ve geride Materazzi - Lucio/Samuel/Chivu tandemi. Kalede Julio Cesar kariyer sezonunu oynamisti. Bakinca kagit uzerinde muazzam bir kadroydu. Mourinho da bir winnerdi. Neticede butun bunlar biraraya gelince 3 kupa geldi. Kupaya giden yol da muazzamdi. Once o senenin Ingiltere sampiyonu Chelsea’yi iki macta da yenerek elediler. Ardindan Cska ve yari finalde tarihin en iyi takimi Barcelona’yi elediler. Finalde o sezonun Almanya sampiyonu Bayern’i gectiler ve 3 kupayi aldilar. Inter finale cikinca acikcasi kupayi alacagindan %100 emindim. Bunun da tek sebebi bence Mourinho idi.
Mourinho, Inter’den sonra bence kariyerinin dususe gectigi Real Madrid’e gecti. Real Madrid bana gore son 12-13 yilda lanetlenmis gibiydi. Bircok oyuncunun dususe gectigi yerdi. Mourinho icin de bu soylenebilir bence. Benzer seyler 2002-2011 arasi Galatasaray icin de soylenebilir bana kalirsa. Bu sanirim siklikla sezonu kurtarmak icin yapilan ani transferlere dayaniyordu. Mourinho’nun Madrid’de kagit ustunde cok iyi bir kadrosu vardi. Ligi de Barcelona’nin 4 puan gerisinde bitirdiler. 92 puan muazzam bir basari ama Barcelona’yi gecmek icin yeterli degildi. Sezon icinde 5-0’lik maglubiyet de almislardi. Ama bence bu Real’in basarisizligindan cok Xavi - Iniesta - Messi’nin ayni anda peak yaptigi doneme gelmesindendi. Sezonu Ispanya Kupasi’yla noktaladilar ama yavas yavas geldiklerinin de sinyalini verdiler. Bana gore bu sezon bir basari bile olabilirdi. Zira Real Madrid, 5 sene ust uste son 16’da elenmisti ve simdi yari final goruyordu.
![]() |
Iki Teknik Direktor'un Birbirinden Hoslanmadiklari Gercegi |
2011-2012’de ligi aldilar, hem de 114 puandan 100’unu toplayarak rekor kirdilar. Sampiyonlar Ligi’nin de favorilerindendi. Yari finalde Bayern Munich’e elendiler. Kagit ustunde Real Madrid daha iyi bir takimdi. Bayern, 2013’teki domino etkisi gosteren takim seviyesinde degildi ustelik. Bu basarisizlik Mourinho hanesine yazilan ayri bir eksi bana gore. 2005 ve 2007 Liverpool yari finallerini andiriyordu.
2013, Mourinho’nun bana gore en basarisiz sezonlarindan biriydi. Lig’de Barcelona’nin 15 puan gerisinde kaldilar. Kupayi Atletico’ya evinde yenilerek kaybettiler. Avrupa’da yari finalde Borussia Dortmund ile eslesip elendiler. Acikcasi yari final kagit ustunde basari gibi dursa da Real Madrid ile ilgili soyle bir komplo teorisi mevcut: Son 16’dan sonraki rakiplerini yaziyorum sirayla.
2011 —> Lyon, Totenham ve Barcelona: sonuc elenme.
2012 —> Cska, Apeol ve Bayern: sonuc elenme
2013 —> Manchester United(Cuneyt Cakir Etkisi), Galatasaray, Dortmund : sonuc elenme.
2013 —> Manchester United(Cuneyt Cakir Etkisi), Galatasaray, Dortmund : sonuc elenme.
Acikcasi Mourinho’nun kura sansiyla da yari finale geldigi bir gercek. 2011-2013 arasi en ust seviyedeki 3 diger takima da yari finalde elenmesi yine de bir basarisizlik neticede. Sonuc olarak Real Madrid seruveni Mourinho standartlarinin altinda tamamlandi bana gore.
2013 yazinda eski takimi Chelsea’nin basina gecti Mourinho. Acikcasi Chelsea eski gucunden uzakti. Takim da kalite olarak ust duzeyde degildi. Forvet hatti bile her seyi ozetliyor zaten. Resmen Torres’in ayagina bakan bir takimdi. Bu takimla herhangi bir basari bence yakalamak imkansizdi. Hem Mourinho Real’den eski buyusunu kaybedip donmustu. O sezon Avrupa’da yari finale ciksalar da Atletico’ya elenmekten kurtulamadilar. Toplamda kotu bir sezon degildi bana gore.
2014-2015’te Diego Costa ve Fabregas kilit transferlerdi. Ama Ingiltere’de ust duzey bir takimsaniz senede 70 mac oynuyorsunuz ve rotasyonunuz ust duzey olmak zorunda. Takimda bunun eksikligi Avrupa’da hissedildi. PSG’ye son 16’da elendiler. Ligi kazandilar ki City kagit ustunde cok cok daha iyi durumdaydi. Bu sezon yine basarisizlik olarak degerlendirilemez bence; cunku Chelsea 2012’den beri cok kotu kadro planlamasina sahip.
2015-2016 Mourinho’nun en kotu yiliydi. Lig’de neredeyse kume dusme hattina bile inmislerdi bir ara. Yilbasi gelmeden Mourinho kovuldu. Kadro cok kotuydu ama Mourinho’nun da istedigi kadroyu kuramamasinda sucu yok muydu? Bence kesinlikle vardi. Financial Fair Play olmasina ragmen Abramovich gibi bir bankan varsa kesinlikle daha iyi kadro kurmaliydin. Ayrica, takim bir onceki seneden cok yorgundu; cunku az once bahsettigim rotasyon eksikligi takimi tuketmisti. Neticede rezil bir sezonla Mourinho kovuldu.
Mourinho simdi Manchester United’in basinda. Acikcasi Pogba ve Ibrahimovic takviyeleriyle ust duzey bir takim siluetine burunmeye calisiyolar. Sampiyonlar Ligi’nde yoklar. City’e yetismeleri imkansiz zira daha simdiden 6 puan gerideler. Ligi ilk 4’te bitirmek basari sayilir bu kadroyla ve oyle de olacak gibi duruyor. Liverpool ve Arsenal de muazzam girdiler lige zira. Bu surede Rashford ve Martial tecrube kazanacaktir. Ortaya ve defansa gelecek sene 2-3 ust duzey takviyeyle Manu’nun 3 kupayi da alacak guce sahip olacagini dusunuyorum. Bekleyelim ve gorelim. Bence Mourinho hala bir winner, 10 sene onceki gibi olmasa da. Bu bile kendisinin 3 kupa almasini saglayabilir.
Mourinho simdi Manchester United’in basinda. Acikcasi Pogba ve Ibrahimovic takviyeleriyle ust duzey bir takim siluetine burunmeye calisiyolar. Sampiyonlar Ligi’nde yoklar. City’e yetismeleri imkansiz zira daha simdiden 6 puan gerideler. Ligi ilk 4’te bitirmek basari sayilir bu kadroyla ve oyle de olacak gibi duruyor. Liverpool ve Arsenal de muazzam girdiler lige zira. Bu surede Rashford ve Martial tecrube kazanacaktir. Ortaya ve defansa gelecek sene 2-3 ust duzey takviyeyle Manu’nun 3 kupayi da alacak guce sahip olacagini dusunuyorum. Bekleyelim ve gorelim. Bence Mourinho hala bir winner, 10 sene onceki gibi olmasa da. Bu bile kendisinin 3 kupa almasini saglayabilir.
Guardiola, 2008’de Barcelona’nin basina gecmisti. Takim son 2 sezon Real Madrid’e ligi kaptirmisti. Guardiola, Deco ve Ronaldinho ile yollari ayirdi. Thierry Henry takima gelmisti. Ileride Messi - Henry - Eto’o ve ortada Xavi ve Iniesta merkezli takim vardi. Kagit ustunde her sey mukemmeldi bana gore. Guardiola ilk 2 maci kazanamayinca seslerin yukseldigini hatirliyorum. Bu takimin goze cok kotu gelen pas futbolunu da unutmamak lazim. Hepimizin bildigi 6 kupa bu sezon geldi. Bana gore 2009 Chelsea yari finali hayatimda gordugum en kotu hakem yonetimine sahne olan bir macti.
4 tane %100 penaltiyi vermedi hakem. Acikcasi ulkede her seye komplo teorisi uretiyoruz ama cok net sike var bence bu macta. Lutfen Barcelona son dakikada gol atti ne sikesi demeyin. Hakem elinden geleni yapmis Barcelona turu gecsin diye. Zaten, kaderin cilvesi 2012’de Chelsea favori bile olmadigi sezonda Barcelona’yi yari finalde elemisti.
2009-2010’da Barca Mourinho’yu anlatirken bahsettigim gibi Eto’o - Ibrahimovic takasi yapmisti. Acikcasi bunun da mantiksiz oldugu o zamandan belliydi. Ustune 40M Euro gibi bir para verdiler. Ibrahimovic fundamental’i daha iyi olan, bitiriciligi daha iyi ama pozisyon icin Eto’o kadar mucadele etmeyen biri. Pas oyununda Eto’o daha basarilidir, bosa kacmalarda, savunma arkasina atilan toplarda Eto’o bu sisteme daha cok uyuyodur. Zaten Inter’e giden Eto’o o sene kupayi alirken, Barca ligi almakla yetindi.
2010-2011’de Mourinho Real’e gelmisti fakat Barcelona Messi - Iniesta - Xavi -Busquets gibi muazzam oyunculara sahipti. Bunlar aslinda hepimizin bildigi durum. Guardiola ile de kimya cok iyi tutmustu ve basari kacinilmazdi. 2009’daki gibi finalde Manchester United’i yenip Sampiyonlar ligi’ni aldilar. Ligde de 96 puanla sampiyonluk geldi.
2011-2012 sezonunda Guardiola, sanirim ilk defa hazir ve guclu Mourinho ile karsilasti diyebiliriz Ispanya’da. Acikcasi onceki sezonlarda bana gore rakipsiz gibilerdi ve bu da aslinda Avrupa’ya odaklanmalarini kolaylastiriyordu, zira takim yorulmuyordu yeteri kadar. Rotasyonla kolay rakiplere karsi guclu oyunculari da dinlendirebiliyordunuz. Neticede bu sezon Nou Camp’ta Real Madrid’e yenilen Barcelona ligi kaybetti. Avrupa’da surpriz bir sekilde Chelsea’ye karsi kaybettiler. Bu bence karma’nin bir sonucuydu. 2009’un rovansi boyle alinmis oldu bana gore.
Neticede 2008-2012 arasi 4 sezonda 3 lig, 2 Sampiyonlar Ligi ve 2 Ispanya Kupasi inanilmaz bir basari bana gore. Kaldi ki takim 2009’da basarisiz olsa Ronaldinho ve Deco ile yollarin ayrilmasinin hata oldugu soylenecek ve belki Guardiola ile yollar ayrilacakti. O yuzden, 6 kupa kazanan takimi kucumsemek bana gore cok yanlis.
Guardiolasiz Barcelona 2013’te, Atletico yavas yavas geliyordu Simeone ile ama henuz net bir rakip degillerdi. Zira Barca ile Real oyle bir ucurum yaratmisti ki, bu fark 1 senede kapanamazdi. Turkiye gibi bir ligdeyseniz, ligi alabilirsiniz, ornegin Galatasaray 2011’de 8.olmus ama 2012 ve 2013’te ligi almisti, fakat Ispanya gibi ust duzey liglerde 1 yilda bu makas kapanamaz. Zira takimlar cok guclu ve bir iki oyuncularini kaybetseler bile yine guclu olmaya devam edecekler. Sizin de butun mevkilerde ust duzey oyunculariniz olmali ki bunu da 1 yilda basaramazsiniz. Barca bu sene Mourinho’lu Real Madrid’in onunde ligi aldi. Fakat, Avrupa’da Bayern Munih’e karsi hezimete ugradilar. Yari Final’de Bayern’e karsi 0-3 ve 0-4’luk maglubiyetler alindi. Burada sunu da fark etmek lazim bana gore, her ne kadar tarihin en iyi kadrosuna sahip de olsaniz futbolcularin insan oldugunu unutmamak lazim. Basari, bikkinlik hissi verebilir, calisma temponuzu veya konstantrasyonunuzu etkileyebilir ve bu da neticede basarisizliga yol acar. Ispanya ile 3 buyuk kupa kazanan cekirdek kadro oyunculari da Barcelona’nin onemli bir parcasiydi ve Onlar da bunu yasamis olabilirler. Bu yuzden burada oyunculari ve teknik direktoru suclamak yersiz.
2013-2014’te Bayern’e gelen Guardiola, bana gore hata yapmisti, zira Bayern zaten 3 kupayi da kazanmisti. Rakibi Dortmund’un en iyi oyuncularini da istedikleri zaman alacak guce sahipti. 2013’te Gotze, 2014’te Lewandowski ve 2016’da Hummels’i alarak Dortmund’u zayif dusurduler. 2014-2016 arasi Bayern’le cok rahat ligi aldi Guardiola. Burada bir basaridan soz edemeyiz, keza bu bence tanimdisi bir durum. Burada olsaydi basarisizliktan soz edebilirdik; cunku Bayern gercekten cok guclu bir takimdi. “Win or Lose” durumu yoktu kisacasi. Bayern’den beklenen Avrupa’da kupa kazanmayi surdurmekti. Ama 2014’te Real Madrid’e, 2015’te Barcelona’ya ve 2016’da Atletico’ya elendiler. Jose Mourinho’nun Real Madrid seruvenine cok benzemiyor mu gercekten de?
Bu yuzden bu kiyaslamayi yaparken kolaylik olmasi acisindan sadelestirme yapip, Mourinho - Real ve Guardiola - Bayern donemlerinin esit basari ve etkiye sahip oldugunu dusunecegim. Aslinda Mourinho - Real daha bile basarili sayilabilir, ona da birazdan deginecegim. Ama kolaylik olmasi acisindan esit diyelim simdilik.
Guardiola, Man City’nin basina bu yaz gecti, Mourinho’nun Man Utd’nin basina gectigi zamanla ayniydi. Fakat Guardiola yine biraz sansliydi cunku takimi bir onceki sezon averajla United’i gecmis ve Sampiyonlar Ligi’ne katilmisti. Fakat, Guardiola o kadar muazzam bir sistem kurdu ki City’de acikcasi su an Avrupa’nin bana gore en iyi takimi Man. City ve butun kupalari kazanma ihtimalleri cok yuksek.
Kalecinin de oyuna dahil oldugu ve tamamen topa sahip olmaya dayali bu sistemin isleyebilmesi icin oyuncularin cok yuksek teknige sahip olmasi ve akici oyunu benimsemeleri gerekiyor. Bu yuzden Ilkay Gundogan muazzam bir transfer. Her ne kadar sakatliklar basini agritsa da henuz 26 yasinda ve Guardiola’nin oyunculara genelde yakin oldugu da bilinin bir gercek. Sterling’den neredeyse Messi yaratan, Kevin De Bruyne’den de bir Zidane cikaran bu hoca ileride Aguero ile butun eksikleri tamamliyor gibiler. Takimin yumusak karni tandemi. Stones ve Otamendi ikilisi Chedjou’yu andiriyolar bana. Saatli bomba gibiler diyebilirim, ozellikle Otamendi icin. Kompany sakat ve tam randimana ulastiktan sonra takimin gucunu arttiracagi da bir gercek. Acikcasi bu takim yeni sisteme oynadikca adapte olacak ve gercekten bu sezon icin cok heyecan verici durumdalar.
Kalecinin de oyuna dahil oldugu ve tamamen topa sahip olmaya dayali bu sistemin isleyebilmesi icin oyuncularin cok yuksek teknige sahip olmasi ve akici oyunu benimsemeleri gerekiyor. Bu yuzden Ilkay Gundogan muazzam bir transfer. Her ne kadar sakatliklar basini agritsa da henuz 26 yasinda ve Guardiola’nin oyunculara genelde yakin oldugu da bilinin bir gercek. Sterling’den neredeyse Messi yaratan, Kevin De Bruyne’den de bir Zidane cikaran bu hoca ileride Aguero ile butun eksikleri tamamliyor gibiler. Takimin yumusak karni tandemi. Stones ve Otamendi ikilisi Chedjou’yu andiriyolar bana. Saatli bomba gibiler diyebilirim, ozellikle Otamendi icin. Kompany sakat ve tam randimana ulastiktan sonra takimin gucunu arttiracagi da bir gercek. Acikcasi bu takim yeni sisteme oynadikca adapte olacak ve gercekten bu sezon icin cok heyecan verici durumdalar.
Kisisel olarak bu iki hocanin birbirini sevmedigi ortada. Mourinho’nun Wenger’den sonra nefret ettigi ikinci kisi Guardiola olsa gerek. Ama, Guardiola basarili oldugu icin bu rekabet daha keyif verici hale geliyor. Bu sezon Guardiola’nin kagit ustunde basarili olacagi da bir gercek. Ama, Manchester United bir enkazdaydi ve yavas yavas toparlaniyolar. Yukarida bahsettigim Mourinho takimlarinin 4-3-3 dizayni ve kaliteli oyuncu ihtiyacinin bir kismini henuz tamamlayabildiler. Iyi bir 10 numara, Bailly’nin yanina cok ust duzey bir defans oyuncusu, forvet, orta saha ve kanatlara birer ust-orta duzey bir takviyeyle gelecek sezon Ingiltere’de inanilmaz bir sezon olacak. Bu sene ise bu rekabet dedigim gibi bence servis disi.
Guardiola - Bayern ve Mourinho - Real basarilarinin birbirini goturdugunu varsayarsak, Barca’da muazzam basarili bir Guardiola, City’den muthis ivmelediginin sinyalini veriyor. Porto, Chelsea ve Inter’de muthis basarilar kazanan Mourinho ise 2.Chelsea donemiyle beraber eski “Special One” dokunusunu yavas yavas kaybediyor gibi. Dolayisiyla Guardiola’nin 10 sene sonra daha basarili bir teknik direktor olarak gorulme ihtimali yuksek. Ama bana kalirsa en azindan bu segment icin Mourinho 1 tik daha onde kaliyor. Fakat 10 sene sonra Guardiola 1 tik onde olacak gibi duruyor.
2) Kuluplerin Yakin Gecmiste Aldigi Sonuclara Gore Basari Durumu
Ilk kisimda bu iki hocanin calistirdigi takimlarin rakiplere ve kendi kadro kalitesine gore aldigi sonuclari incelemistim. Simdi ise bu iki hocanin ayrildiklari takimin kendilerinden once ve sonraki basarilarini kiyaslicam. Mourinho ile basladik, Mourinho ile devam edelim. Boldladigim kisimlar hocalarin o takimlari calistirdigi donemleri gostermektedir.
Porto 2000 - 2002: 0 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 1 Portekiz Kupasi.
Porto 2002 - 2004: 2 Lig, 2 Avrupa Kupasi, 1 Portekiz Kupasi.
Porto 2004 - 2006: 1 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 1 Portekiz Kupasi.
Chelsea 2003 - 2004: 0 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 0 Ingiltere’de Kupa.
Chelsea 2004 - 2007: 2 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 3 Ingiltere’de Kupa.
Chelsea 2007 - 2010: 1 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 2 Ingiltere’de Kupa.
Real Madrid: 2004 - 2010: 2 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 0 Ispanya Kupasi.
Real Madrid: 2010 - 2013: 1 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 1 Ispanya Kupasi.
Real Madrid: 2013 - 2016: 0 Lig, 2 Avrupa Kupasi, 1 Ispanya Kupasi.
Chelsea: 2010 - 2013: 0 Lig, 2 Avrupa Kupasi, 1 Ingiltere’de Kupa.
Chelsea: 2013 - 2016: 1 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 1 Ingiltere’de Kupa.
Chelsea: 2013 - 2016: 1 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 1 Ingiltere’de Kupa.
Manchester United 2013 - 2016: 0 Lig, 0 Avrupa Kupasi, 1 Ingiltere’de Kupa.
Kagit ustunde Mourinho Porto ve Chelsea’de kendinden onceki ve sonraki donemlere gore basarili gozukebilir, ki dogrudur. Real Madrid’i 2004’ten almamin sebebi 2004-2010 arasi Sampiyonlar Ligi 2.turunda surekli olarak elenmeleri. Mourinho kupa alamasa da bu esigi asip 3 kere yari final gormus ve takimi o seviyelere cekmeyi basarmistir. Bu yuzden aslinda kendisinden sonra alinan 2 Sampiyonlar Ligi’nde kendisinin de payi vardir bana gore. Chelsea seruveniyse bence kadro yapilanma hatalari yuzunden basarisiz gecti. Araya sikistirilan bir lig sampiyonlugu ve bir lig kupasi Mourinho’nun eski buyusunu kaybetmesine engel olamadi.
Mourinho ile ilgili yapilan en buyuk elestirilerden biri de gittigi takimlarin %100’unu sahaya verdigi ve kendisi ayrildiktan sonra bu takimlarin buyuk dususe gectigi yonunde. Acikcasi iki Chelsea ve Real Madrid seruvenleri icin bu soylenemez, neticeler ortada. Porto icin dogru denebilir ama Porto normal sartlarda Sampiyonlar Ligi alabilecek bir seviyede degil. Bu takimin, Sampiyonlar Ligi aldiktan sonra o seviyede kalamamasi da bu yuzden anormal degil, anormal olan Mourinho’nun basarisi burada.
Manchester United icin de son 3 yillik tabloyu yazdim, bu surec cunku Alex Ferguson’un takimdan ayrildigi, David Moyes ve Louis Van Gaal’in yonettigi bir surecti. Moyes’le felaket bir dilim geciren Manu, Van Gaal ile toparlanma egilimi gosterdi ama yeterli degildi. Mourinho icin aslinda bu ortam yavas yavas oluyor. Kendisinin bir artisi da Manchester United’in hala elit bir takim olmasi ve gelecek sene transfer piyasasina istedikleri sekilde yon verecek guce sahip olmalari.
Simdi, Guardiola icin ayni sonuclara bakalim.
Barcelona 1999 - 2008: 2 Lig, 1 Avrupa, 0 Ispanya Kupasi.
Barcelona 2008 - 2012: 3 Lig, 2 Avrupa, 2 Ispanya Kupasi.
Barcelona 2012 - 2016: 3 Lig, 1 Avrupa, 2 Ispanya Kupasi.
Barcelona 2012 - 2016: 3 Lig, 1 Avrupa, 2 Ispanya Kupasi.
Bayern Munih 2010 - 2013: 1 Lig, 1 Avrupa, 1 Almanya Kupasi.
Bayern Munih 2013 - 2016: 3 Lig, 0 Avrupa, 2 Almanya Kupasi.
Man. City 2011 - 2016: 2 Lig, 0 Avrupa, 2 Ingiltere Kupasi.
Guardiola’yi degerlendirirken Barcelona’yi 1999’dan almamin sebebi aslinda kulubun 2004-2006 Ronaldinho onderligindeki basarili periyot disinda kupasiz olmasiydi. Bu da yine daha once bahsettigim 2002-2011 Galatasaray’i hatirlatiyor. 2 lig sampiyonlugu var ama favori olunmayan ve oyuncularin cok cok buyuk ozverileriyle gelen sezonlar. Zaten devami gelememisti bu basarilarin. Barcelona icin de Ronaldinholu donemi cikarinca 9 yillik basarisiz bir periyot goze carpiyor. Guardiola, burada cok buyuk bir is basarip kulubu kazanan bir kimlige sokuyor. Kadronun kaliteli olmasi da bunda etken tabii ki. Yine de Guardiola’nin getirdigi kazanma kulturu kendisi ayrildiktan sonra da devam ediyor, nitekim sonuclar ortada.
Bayern Munich, 2010-2012 arasi Borussia Dortmund hegemonyasina son vermek icin cok iyi bir takim kuruyor bilindigi uzere ve 2013’te 3 kupayi da aliyolar. Guardiola takimin basina geldiginde zaten elit seviyede bir takimin hocasi konumundaydi. Yine de kagit uzerinde kulubun kazanma kulturu devam etti. Dortmund’un guc kaybetmesinin de bunda pay ayni zamanda.
Manchester City’yi yazmamin sebebi Guardiola’nin nasil bir takima geldigini daha iyi anlamlandirmak icindi. Maddi olarak cok iyi durumda bir takim, dahasi kadro kalitesi olarak da elit seviyede olmasina ragmen Barca - Bayern - Real - Atletico hatta Juventus beslisinin icine girememis bir Man City vardi. Bir tek gecen sene Sampiyonlar Ligi’nde yari finale ciktilar ki Real Madrid karsisinda kaleyi bulan sut atmadan seriyi tamamladilar. Aslinda, burada da ortam United’a benziyor. Basari icin her sey hazir - United’dan biraz daha iyi bir durumda - ve tek eksik dogru parcalari yerine koymak. Guardiola da bunu yapiyor su anda. Tipki, Barcelona’da yaptigi gibi. Bu Guardiola’yi kesinlikle kucuk gostermemeli. Zira, bu kadroyu baska birisi cok kotu bir sekilde yonetebilirdi. Kaliteli kadrolarla basarili sonuc alamayan bircok teknik direktor var gecmiste.
Bu bolumde iki hocanin etkilerini kiyaslayacak olursak bana gore Barcelona’da yaptigi devrimle Guardiola yarim tik onde. Zira Mourinho’nun Porto ve Real Madrid etkileri de onemli. Toplama baktigimizdaysa Mourinho yarim tik onde duruyor ama daha once de belirttigim gibi Mourinho dususte ve Guardiola hizla yukselen bir ivme ciziyor. 1-2 sene icine ikisi gozumde esit seviyeye gelir ve Guardiola 5 yillik surecte toplam olarak Mourinho’dan daha basarili hoca gorunumune kavusur benim gozumde. Guardiola’nin Mourinho’dan 8 yas kucuk oldugunu da ekleyelim. Tabii, butun bu yaptiklarimiz gelecege dair varsayim, futbolda ne olacagi hic belli olmaz. Yine de bu iki hocayi ayni sehrin iki takimini yonetirken izledigimiz icin su anda sansliyiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder